visage to auric accordant-form; in reascension.
emits reverential tears in dhyanic refuge.
arise perceiver.
returns to sky; arrive home. pilgrim seen.

3 Ocak 2017 Salı

ışıltı

''Siz benim çocuklarımsınız. Size kıyamıyorum, öyle ki, size verebileceğim en büyük ceza sivrisinekler olur.'' dedi gözleri kapalıyken. Söylediği her iyi şeyde niçin gözlerini kapattığını daha sonra anladım.

Benimle konuşuyordu ve herkes ulaşamazdı ona, ''elçi''sini bulmuşken tüm kızgınlıklarını anlatmalıydı. Canı çok yanıyordu ve öyle kızgındı ki, ara sıra gözlerine vuran merhameti görmemi istememişti. Devam etti: ''Egonuzu, hırsınızı, düşüncesizliğinizi toprağın her bir yanına yaydınız. Ben size verdikçe siz benden alıyorsunuz. Artık bir şeylerin değerini bilmenizin vakti geldi, veriminizi elinizden yavaş yavaş alacağım.'' 

Kızgınken bile, o rengarenk ve herkesin ayak tabanlarına değecek kadar uzun saçıyla, iki yanağına da armağan gibi bırakılmış çilleriyle, doğanın her bir köşesinde yer bulmuş renklerdeki gözleriyle olağanüstü güzellikteydi. Geri kalan herkes gerçekten şanssızdı o an, çünkü tüm bunlara yalnızca ben şahitlik etmiştim. Karıncaların tüm dünyayı saran evlerini gösterdi bana, denizin altında köpek balıkları parazitlere teşekkür ediyordu ve ben, sadece şaşkındım.

İşte Tanrı... O kadar kibirsiz ki, toprağın kraliçesine susmasını, önce kendisinin konuşması gerektiğini söylemedi. Sanırım ona çok saygı duyuyor.

Bu kez göğe bakıyoruz, işte şimdi de onun saçı. Dokunmasanız da ne kadar yumuşak olduğunu anlıyorsunuz. Masmavi gözleriyle ve bulutlarıyla bizi izliyor, yine de neredeyse hiçbir şey söylemedi.

Şimdi ise evim, sevgi ya da her neyse... Burnuyla, yanaklarıyla, kocaman gözleriyle ve yumuşacık teniyle, her aklıma gelişinde içimi sonsuz sevgi ve hüzünle dolduran o. Ellerimi tutuyor, parmak uçlarımızdan birbirimize bağlanıyoruz. Gözlerine her bakışımda yüzünün ışıltılarla dolduğunu, her konuşmasında daha da güzelleştiğini görüyorum. Tanrı bana cenneti gösteriyor. Kafamı aşağıya eğip tüm insanlığa ne hissettiğimi haykırasım, hatta onu ellerimin arasına alıp göğüs kafesimden içeriye sokasım var. Daha ne kadar güzelleşebilir bilemiyorum.

Belki de Tanrı bu yüzden konuşmadı. Kötü olan her şey söylendi, iyi olan her şey ise zaten karşımda.

Rehberim, eşim, arkadaşım.


The future's open wide
I'll stop the world and melt with you
I've seen some changes but it's getting better all the time
There's nothing you and I won't do
I'll stop the world and melt with you

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder